SİSTEMATİK YAKLAŞIM 2
Bir yatırımın sigortası olarak nitelendirebileceğimiz stop loss stratejileri, sistematik yaklașımla yatırım yapabilmek için kesinlikle uygulanması gereken bir yöntemdir.Ancak stop loss, çoğu yatırımcı tarafından çoğunlukla yenilgiyi kabul etmek olarak algılandığından uygulanmaz.Stop loss kavramının ülkemizdeki borsa jargonundaki karșılığı,stop loss stratejisinin önemini açıkça ortaya koymaktır.
Borsa jargonunda ’Kol kesmek’ olarak karșılık bulan stop loss stratejilerinin önemini șu șekilde açıklamak mümkündür.Kolu kangren olmuș bir hastanın,vücudunda yayılan kangren hücreleri hastanın ölümüne neden olabilir.Oysa ki kolun zamanında kesilmesi,rahatsızlığın hastanın tüm vücuduna yayılmasına engel olacaktır.Stop loss uygulanmayan ve beklentilerin aksine hareketlerin olduğu pozisyonlarda zararın büyümesi,zamanla portföyünde ciddi anlamda küçülmesine neden olmaktadır.
Stop loss stratejisi uygulamadan da finans piyasalarında büyük bașarılar elde edilebilir.Örneğin
dünyanın en büyük borsa traderlarından ve aynı zamanda dünyanın en zengin ișadamlarından biri
olan Warren Buffett,yatırımlarını uzun yıllara yaymakta ve zaman zaman portföyündeki hisse için
senetlerinde meydana gelen sert düșüșlerde dahi pozisyonlarını kapatmamaktadır.Ancak borsa bile oldukça riskli ve profesyonellik isteyen bu yatırım modelinin forex piyasalarında uygulanması imkansıza yakındır.Çünkü kaldıraç faktörü nedeniyle forex piyasalarında zarar ciddi anlamda büyümektedir.Bu nedenle her koșulda stop loss stratejisine sadık kalmak gerekmektedir.Stop loss stratejisinin gerekliliğini bilen yatırımcılar ise bu stratejiyi uygularken bașarısız olmaktadır.Bu bașarısızlığın temel nedeni stop loss stratejisinin disiplinden uzak bir șekilde uygulanmasıdır.
Sıkça yapılan bir hata,stop loss seviyesinin ișlem yapıldığı sırada değil de daha sonra yapılmasıdır.Otomatik bir stop loss seviyesinin olmaması nedeniyle özellikle dalgalı piyasalarda yatırımcıların,ters pozisyonda beklemesi büyük bir olasılıktır.Bu tarz ișlemler yapan yatırımcılar sık sık ekran bașında kalarak ters pozisyonları kapatabilecekleri yanılgısına kapılmaktadırlar.Ancak sistematik yaklașımı olmayan yatırımcıların beklentilerin aksine hareketlerin olduğu piyasalarda duygu ve içgüdülerine teslim olmasının olasılığının daha yüksek olması nedeniyle, bu anlayıș çoğu zaman bașarısızlığa neden olmaktadır.
Yatırımcıların, yaygın olarak kullandığı bir bașka stop loss tekniği ise hedgelemek olarak da nitelendirilen aynı anda ters yönde iki ișlem yapma yöntemidir.Bu yöntem yatırımcıyı zarardan
çoğu zaman korur ancak kar elde edilmesini de çoğu zaman engeller.Ayrıca çok fazla pozisyon
açılması gerektiğinden, marjin sıkıntısı nedeniyle piyasadaki fırsatların değerlendirilmesini zorlaștırmaktadır.Bu yöntemin uygulanabilmesi ciddi bir bilgi ve tecrübe birikimi istemektedir.
Bu nedenle amatör yatırımcılar,bu yöntemde genellikle bașarılı olamamaktadır.
Stop loss uygulanırken osilatörlerin ürettiği sinyallerden yararlanmakta sık kullanılan sistematik bir stratejidir. Bu sistem stochastic, momentum ve CCI gibi dalgalı osilatörlerde bașarıyla uygulanabilir. Ancak çok daha güvenilir konumda olmasına karșın MACD ve RSI osilatörlerinde bu
stratejinin uygulanması ciddi anlamda bir profesyonellik gerektirmektedir.
TAKE PROFIT(KAR AL)
Stop loss stratejisinin tersi olarak tanımlanabilir.Yani karda olan pozisyonun, beklentiler doğrultusunda bir kar elde edildiğinde kapatılmasıdır.Stop loss a göre uygulanması ilk bakıșta
daha kolay gibi gözükmesine karșın,özellikle uzun bir dönem zarar eden yatırımcıların ufak karlarda
piyasadan çıkma eğilimine girmesine neden olmaktadır.Oysa ki doğru yaklașım karda mümkün olduğu kadar uzun bir süre beklemektir.
Take profit stratejisi uygulanırken dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta belirlenen stop loss
seviyesi ile arasında pip sayısı oranının belirlenmesidir.Örneğin 1,4500 seviyesinden alınan
EUR/USD paritesi için stop loss seviyesi 1,4450 olarak belirlenirse,take profit seviyesi en az 4550
seviyesinde olmalıdır.Yani take profit seviyesinin pip seviyesi olarak ișlem fiyatıyla arasındaki
farktan așağı da olması,karlı ișlem oranınız çok yüksek değilse ve profesyonel değilseniz oldukça
risklidir.
Bir diğer anlayıș ise take profit uygulamadan pozisyonda beklemektir.Ancak bu yaklașımla yapılan
ișlemlerde bașarılı olabilmek için orta vadeli bir trendi doğru zamanda tespit etmek ve trend yönünde ișlem yapmak gerekir.Orta vadeli trendlerin tespiti için ciddi bir teknik analiz birikimi gerektiğinden forex piyasalarında yeni olan yatırımcılara bu yöntem tavsiye edilmez.Her paritenin kendine özgü piyasa hareketleri vardır.Bu nedenle take profit ve stop loss seviyeleri belirlenirken,her parite için aynı stratejileri uygulamak riskli bir yaklașımdır.Örneğin,Japon yeni,altın ve petrol gibi karakteristik olarak dalgalı olan paritelerde stop loss ve take profit aralığını biraz daha geniș tutmak sık olarak uygulanan bir stratejidir.
Forex piyasalarında yeni olan yatırımcılara, stop loss ve take profit stratejilerini demo hesapta test
etmeden gerçek hesaba geçmemeleri tavsiye edilebilir.Bu konularda disiplinin oturtulması,ciddi
maddi kayıpları engelleyebileceği gibi ciddi kazançların elde edilmesini de sağlayabilecektir.
DİSİPLİN
Sistematik yaklașım ile bașarılı yatırımlar yapabilmek için sistemin disiplin ile uygulanması
gerekmektedir.Disiplini iç ve dıș disiplin olarak ikiye ayırmak mümkündür.Yatırımcıların duygu ve
heyecanlarını kontrol altına alması iç disiplin olarak tanımlanabilir.Açgözlülük,sabırsızlık,panik ve
kibir gibi insani zaaflar,yatırımcıların hatalı kararlar almasına neden olabilmektedir.Bu nedenle
yatırımcıların söz konusu olan zaafların, mantığın önüne geçmesini engellemesi gerekmektedir.
Dıș disiplin ise dıșarıdan gelen etkilere karșın yatırım sistematiğinin korunmasıdır.Dıș etkenler
olarak tüyolar,öneriler,yorumlar ve haberler gösterilebilir.Çoğunlukla arkadaș ortamında alınan
tüyo ve öneriler genellikle olumsuz sonuçlar doğurur.Profesyonellerin yaptığı öneri ve yorumlar ise
her zaman takip edilmelidir.Ancak kesinlikle mantık,sistem ve disiplin süzgecinden geçirilmeli ve
profesyonel analistlerin de sık sık yanılabildikleri unutulmamalıdır. Çağımızda bilgiye ulașmanın ve
bilgiyi sunmanın kolaylașmasının önemli bir dezavantajı vardır.Bilgi kirliliği veya dezenformasyon
olarak adlandırılan bu dezavantaj,disipline olmayan yatırımcıların hatalı kararlar almasına neden
olabilir.Bu nedenle amatör yatırımcılar, medyada görülen her haber ve yorum sonrası panik halinde ișlem yapmakta ve çoğunlukla da bașarısız olmaktadır.
Disiplinli bir yatırımcı,zarar ile karın kardeș olduğunu ve finans piyasalarında her zaman kar elde
edilemeyeceğini bilir.Zararla kapanan pozisyonlar her yatırımcı için kaçınılmaz bir sonuçtur. Örneğin,dünyanın en büyük yatırımcılarından George Soros, 2000 yılında girdiği bilișim sektörü hisselerinde ciddi bir fonu eritmiștir.Daha ilginç bir örnek olarak, dünyanın en popüler borsa kitaplarından biri olan ‘Bir Borsa Spekülatörünün Anıları’ kitabının baș aktörü Jesse Levermore kitapta da anlatıldığı gibi defalarca iflas etmiș hatta kitabın yayınlanmasından sonra meydana gelen 1929 ekonomik krizinde son büyük iflasını yașamıștır.Bir generalin her savașı kazanmasının ya da bir futbol takımının her maçı kazanmasının düșük bir olasılık olması gibi bir yatırımcının da her pozisyonda kar etmesi mümkün değildir.
Önemli olan zarar edilen pozisyonlarda zararın büyümesini engellemek ve karlı pozisyonlarda mümkün olduğu kadar bekleyebilmektir.Disiplin aynı zamanda güçlü bir irade ve psikolojik direnç gerektirir.Amatör yatırımcıların en büyük zaaflarından biri de girilen pozisyonlardan elde ettikleri sonuçların ruh hallerini așırı derece de etkilemesidir.Deyimi yerindeyse birçok amatör yatırımcı üst üste karla sonuçlanan ișlemler yaptığında kendini büyük bir trader , üst üste zararla sonuçlanan ișlemler yaptığında ise kendini bir düșkün gibi hissedebilmektedir.Profesyonel bir yatırımcı ise zararın ve karın kaçınılmaz olduğunu bilir ve zaaflarının kararlarına etki etmesine izin vermez.
Yatırımcılar arasında yapılan araștırmalar,büyük yatırmcıların genellikle kuzey ülkelerinden
çıktığını ortaya koymaktadır.Bu durumun nedeni kuzeyli insanların,güneyli insanlara oranla daha
az duygusal davranıșlar sergilemesidir.Elbette ki kuzeyli insanlar da güneyli insanlar gibi insani
duygu ve zaaflara sahiptir ancak disipline olan yatkınlıkları nedeniyle, duygu ve içgüdülerinin
mantığın önüne geçmesini engellemektedir.Sadece bu araștırmalar dahi disiplinin önemini ortaya
koymaktadır.